SONiCAR
  SİTEMİZ HAKKINDA
 
SİTEMİZ HAKKINDA
 Sitemiz dünyanın gerçeklerini kendince açıklamaya çalışan bir araştırma sitesidir.

Son zamanlarda çok popüler olan illuminati ve masonluk cemiyetlerinin deşifrelerinin, bazı dinci gruplarca çok yozlaştırıldığını, dejenere edildiğini ve içselleştirilip, şeriat ve halifelik propandası haline dönüştürüldüğü görülüyor.

Sanki bu gizli cemiyetlerin, dünyadaki diğer dinden insanlara, devletinin ve milletinin birlik ve bütünlüğünden yana olan kesime hiç zararı yokmuş ya da milli birlikten yana olanlar da bu gizli cemiyetlerle aynı hedefi güdüyor, gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor...

Aksine bu gizli cemiyetlerin asıl hedefi, ulusal bütünlüğünü, milli birliğini korumaya çalışan kesimleri yok etmeye, halkın hakimiyetine dayalı rejimleri yıkıp yerine kıyıda köşede, tarihin bir noktasında kalmış kral, halife veya padişah gibi kolayca yönlendirilebilecek oyuncuları devreye sokmaya yöneliktir.

Dünyayı yönetmeyi amaçlayan insanlar halkın özgür iradesini pek sevmezler. Birlik ve bütünlük onlar için dayanıklı direnç noktalarıdır ve bu birlikteliklerin, ne pahasına olursa olsun parçalanmaları, dağıtılmaları gerekmektedir...

Nitekim Rusya ve Yugoslavya parçalandıktan sonra sıra ortadoğuya ve kuzey afrikaya gelmiştir. (Sırada uzak doğu ve güney amerika var.)

Batılı ülkeler tarafından Türkiye de bir ortadoğu ülkesi olarak algılandığı için biz de bu bölünme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Üstelik bu yönde bir hayli ilerleme de kaydettiler... 

Bu durumu kavrayabilmek için kısa bir yakın tarih turuna çıkmamız gerekebilir.

Sitemizde çeşitli konular içerisinde sıkça bahsedeceğimiz konu; Türklerin, I. Dünya Savaşı sonrasında Kurtuluş mücadelesi verip başarılı olması sebebiyle, siyonistlerin planlarını 100 yıl kadar ertelemek zorunda kalmaları sorunudur.

Siyonistler bu durumu asla kabullenememişler ve Türklerin birlik olup bağımsızlıklarını kazanmalarını hazmedememişlerdir. Yani Türkler Mustafa Kemal önderliğinde siyonistlerin tekerine çomak sokmuştur... Ve bu çomak, şu veya bu şekilde o tekerden çıkması gerekiyordu. Bunu başarabilmenin en etkin yolu Türklerin hoşgörülerini suistimal etmektir...

Özellikle Atatürk'ün ölümünden sonra devam eden süreçte, cumhuriyet rejimi bilerek yıpratılmıştır. Batılı ülkelerin yetiştirdiği, Türk ve müslümanmış gibi görünen, ancak özde yahudi veya ermeni kökenli kişiler tarafından yönetilen Türkiye, doğu mistisizmi ile sözde batı modernliği arasında bilinçli olarak sıkıştırılmış ve hangi yöne gideceğinin şaşırmış bir ülke haline getirilmiştir. Bir yandan 50 yıl boyunca AB ne girmek için -Türk insanına uyumsuz- tuhaf uyum yasaları çıkartılmış, öte yandan yine 50 yıl boyunca Türk insanı bazı cemaatlerce araplaştırılmaya çalışılmıştır. (Doğuya giden gemide batıya koşanlar" tabiri, bizzat o politikayı izleyenler tarafından, Türklerle alay etmek için kullanılmıştır...) 

Bu iki mengenenin arasında insanlar Atatürk'ün ölümünden sonra uyutulmuş, politikadan ve devlet işlerinden özenle uzak tutulmuş ve gerçek gündemden haberleri olmamasına özen gösterilmiştir. Eğitimsizleştirilmeleri konusuna hiç girmeyelim, o yönde tam bir içler acısı durum söz konusu...

Sitemizin bütün içeriğini bu sayfaya dökmeyi amaçlamadık. Sadece biraz genel görüş olarak sizleri bilgilendirmeye çalıştık..

Sonuç olarak sitemizi takip eden kullanıcılar, makalelerimizi okuyup, haberlerimizi takip ederlerse, dünya gerçeklerini çok daha net bir şekilde görmeye başlayacaklardır... 


 

 
  Bugün 7 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
MAKALELER
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol